MHP Kime Hizmet Ediyor

3.3MHP lideri Devlet Bahçeli, 1 Kasım seçim sonuçlarından sonra ağır bir yenilgi alarak HDP’nin de gerisine düşmesi üzerine MHP içerisindeki muhalefet, partinin Olağanüstü Kurultaya gitmesi gerektiği yönünde talepte bulunmuştur. Muhalefetin bu talepleri Devlet Bahçeli tarafından şiddetle ret edilmiş, parti içi muhalefete ağır eleştiriler yöneltilerek partinin kurultaya gitmeyeceği yönündeki kararlılığını ortaya koymuştu.
Oysaki demokrasi kültürünün yerleştiği, evrensel demokrasi ve değerlerinin kabullenildiği ülkelerde istifa rejimi işler, parti içi demokrasi çarkı çevrilir, tabanın isteğine kulak verilir ve bu istek doğrultusunda parti içi değişimler gerçekleşir. Demokrasilerde istifa etmek de erdemli bir davranıştır. 3.33
Ancak Türkiye’de siyasi parti kadrolarına yerleşenler, kadrolu memur gibi işi bir türlü zamanında bırakmaz, olmadık rezaletler yaşanır, kendilerini bulunmaz Hint kumaşı, yeri doldurulamaz bir lider olarak görenler ancak birilerinin göstereceği kırmızı kartla siyaset sahnesinden indirilirler ve hiç kimselerde kendilerini hayırla yad etmezler.
Bazen koskoca bir camia bir liderin ufuksuzluğunda, basiretsizliğinde kaybolur giderde yine de bahse konu lider bir türlü istifa yolunu tercih etmez. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin amacı nedir? Ne yapmak istiyor. Ne parti yönetimi, nede tabanı tam olarak anlayabilmiş değil. Maalesef MHP, sorumluluktan kaçan, zor şartlarda elini taşın altına sokmak istemeyen bir parti görünümünde. 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonraki yaşanan süreçte MHP’nin uzlaşmaz tavrı bunu ortaya koymaktadır.
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin uzlaşmaz ve sorumsuz tavırları sadece 7 Haziran seçimlerinin sonrasında görülen bir hadise değildir. Devlet Bahçeli, 1997 yılında MHP liderliğine seçildikten sonra, DSP, ANAP, MHP koalisyonunda Başbakan yardımcısı olarak hükümette bulunmaktaydı. Bahçelinin ısrarlı tavırlarından dolayı 2002 yılında erken seçim kararı alındı ve erken seçime gidildi. Seçim sonuçlarında, yeni siyaset sahnesinde yerini alan AKP %34 oy alarak hükümeti kurma görevini devraldı. İktidarda bulunan diğer partiler barajın altında kaldılar. Parlamentoya giremediler.
AKP’nin tek başına iktidar olmasının önünü Devlet Bahçeli açmıştı. Devlet Bahçeli istifa sözü vermişti ama yerine getirmedi. Devlet Bahçeli birilerinin payandası ve stepnesi olarak hareket etmeye başladı. AKP’nin en sıkıştığı durumlarda AKP’nin stepnesi olarak mükemmel görev almıştı.
7 Haziran seçimlerinde, MHP %16’dan fazla oy almıştı. Rahatlıkla AKP haricindeki partiler hükümeti kurabilirlerdi. Devlet Bahçeli’ye Başbakanlık bile teklif edildi. Ancak Devlet Bahçeli’nin uzlaşmaz tavrı yüzünden 7 Haziran 2015 seçimlerinde elde edilen skora sahip çıkılamadı. Devlet Bahçeli’nin uzlaşmaz tavrı yüzünden hem Meclis Başkanlığı kaybedildi hem de erken seçime gidildi.
1 Kasım 2015 seçim sonuçları ile Devlet Bahçeli uzlaşmaz ve anlaşmaz davranışlarının sonucunu üçüncü parti olarak kıl payı barajın üzerinde oy almakla gördü. Devlet Bahçeli’nin erken seçim ısrarı kendisinin büyük oranda oy kaybetmesine neden olmuştu.
MHP lideri Bahçeli, geçmişi ve geçmişte verdiği sözleri çabuk unutmaktadır. 7 Haziran seçimlerinden önce 17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet dosyalarını sürekli gündeme getirin Bahçeli, son günlerde yolsuzluk ve rüşvet kelimelerini ağzına dahi almamaktadır.
MHP lideri Bahçeli, partisini AKP’nin güdümüne sokmakta ve AKP’nin payandası ve stepnesi olmaya devam etmektedir.
Bahçeli şimdilerde ihanet odaklarından dem vuruyor. Bu odakların partisini ele geçirmek için AKP ile işbirliği yaptığını söyleyip duruyor. Çünkü kendisine rakipler çıkacağını artık biliyor. Hem parti rakibine gizli destek çıkacaksın hem de kendi rakiplerini bu yaptığınla suçlayıp saf dışı edeceksin. Bu ne delikanlılıktır ne gözü pekliktir. Bu tam anlamıyla ”timsah gözyaşları” durumudur.
MHP lideri, giderek Erdoğan’a benzemektedir. Erdoğan gibi yasa, anayasa, hukuk tanımamaktadır. Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesinin MHP’de “Olağanüstü Kurultay” için vize vermesini de tanımayacağını beyan etmiştir.
Demokratik kuralların hâkim olduğu bir ülkede partisini bir türlü iktidara taşıyamayan, iktidara yaklaştığı halde sorumluktan kaçarak elini taşın altına sokmayan ve sürekli partisine oy kaybettiren bir liderin çoktan istifa emesi gerekirdi. Bunu yapmayan Devlet Bahçeli diğer bir alternatif olarak, hukuktan ve parti içi uzlaşmadan yana tavır koyabilirdi. Ancak bunu yapmadı. Tavrını, AKP’nin payandalığı ve bastonluğuna layık gördü ve bu amaca hizmet etmeyi tercih etti.
Bahçeli bu şekilde bir politika izleyerek bir sonraki seçimde gerekirse partisini barajın altında bırakarak AKP’nin tek başına anayasayı değiştirip başkanlık sistemini getirmesi için yeterli milletvekili çıkarmasını sağlayacaktır. Böylece ihanet çemberine dahil olarak adını hainler listesine büyük harflerle yazdıracaktır.

Yorum bırakın